22 Kasım 2009 Pazar

Çocuklar...

Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.

Halil Cibran

8 Kasım 2009 Pazar

Satır arası...

İnsanlar bir şeyleri anlatırken, dile getirdikleri vardır, bir de söylemedikleri. İşte bu söylenmeyenleri, dile getirilenlerin satır aralarında bulmak mümkündür.

Yeni gazeteci Helin Avşar, 1 Kasım tarihli Habertürk gazetesinin, Pazar ekinde yayımlanan röportajında Demet Akalın’a soruyor:

- Erkek arkadaşlarınızdan hiç şiddet gördünüz mü?
- Benim için şiddet laftır. Bir sözün de beni vuracağı iki nokta vardır. Oradan girdiği an, her şeyim dağılır.
- Peki bilirler mi, o noktalarınızı?
- Ancak uzun ilişkilerimde bilirler.
- Siz hiç kimseye şiddet uyguladınız mı?
- Yok. Ama telefonda güzel kafa şişirdim. En büyük şiddetim nedir? Evi terk ederim.

Şimdi burada, satır aralarından okuyabileceklerimiz nelerdir?

1. Demet Hanım’ın uzun ilişkileri olduğu gibi, kısa ilişkileri de olduğunu,
2. Birden çok uzun ilişki yaşadığını,
3. İlişkilerinin sıklıkla değiştiğini,
4. Bunların arasında uzun denilenlerin, ortalama maksimum 2-3 yıl gibi bir süreyi kapsayacağını,
5. Zafiyetlerinin, en fazla bu süreler içerisinde karşı tarafça çözüldüğünü.
6. Son olarak da, sevgiliye verdiği en büyük cezanın, onu kendisiz bırakmak olduğunu,

okuyabilir; böylece söylenmişlerin yanında söylenmemişleri de anlayabiliriz…

Sevgililerinin, Demet Hanım’ın zafiyetlerini yaşanan sürenin ortalama neresinde, altıncı ayında mı yoksa birinci yılında mı çözdüğünü bilemeyiz tabi. Bu sanırım, biraz karşı tarafın yeteneklerine de kalıyor.

Bu satırların arasından okuyamayacağımız başka bir şey de, zafiyetler ortaya çıktıktan hemen sonra mı, yoksa sevgiliye belli bir süre tanınarak mı ilişkinin sona erdirildiği.

Bu da muhtemelen, sevgilinin öğrendikten sonra zafiyeti kullanıp kullanmadığına; kullanıyorsa hangi sıklıkta ve şartlarda kullandığına endekslidir.

Söylenmeyenler arasında saptayabileceğimiz bir diğer şey ise; ülke çapında genç hayranları olan bir yıldızın, özellikle bu genç insanların bilinçaltına, bilerek veya farkında olmayarak, toplumsal kabullere aykırı bir mesaj yolladığıdır.

***

Aşağıdaki telefon mesajında, satır arasında okunabilen, dile getirilmeden anlatılan nedir?
“Sen benim şu ara en beğendiğim, en zeki bulduğum erkeksin (veya kadınsın)!”

Doğru bildiniz. Anahtar sözcük: “Şu ara.”

Meali: Senden önceki(ler) bitti. Şimdi revaçta olan sensin, bu da ne kadar sürer bilemem.

Bu SMS mesajı bir iltifat mıdır, ilişkiye hakimiyet çabası mıdır veya aslında ilişkiye verilmeyen değer midir, yorumlayana kalmış…