17 Haziran 2010 Perşembe

Bal yemenin arapçası...

Ünvanı genel olan bir müdür, aynı sektörden bir başka şirketin genel müdürünü cep telefonundan arar. Kendine göre önemli bir konuyu, rakip şirketin genel müdürü ile görüşmek istemektedir.

Bir iş görüşmesi talebi nasıl yapılmamalıdır, buyurun okuyun:

- Merhaba, ben Önder Özmen, Ali Bey’le mi görüşüyorum.
- Merhaba Önder Bey, buyurun ben Ali.
- Sizinle bir konuyu görüşmek istiyoruz, ne zaman müsait olursunuz? Bizim Tahsin (Ankara şube müdürü ve ortağı) de burada . Sizi Sarıyer’deki “Ne Var Ne Yok Cafe”ye davet etmek istiyoruz.
- Görüşelim. Ama Sarıyer biraz uzak, ortalarda bir yerde buluşsak benim için daha uygun olur.
- Tahsin’nin nargile içebileceği bir yerdi “Ne Var Ne Yok Cafe”. O zaman Tophane’de bir nargile cafe var, tam köşede, orada buluşalım.
- Olur, ancak bugün (Çarşamba) pek mümkün görünmüyor. Yarın da zor gibi, Cuma olabilir, bir saniye ajandama bakıyorum.
- Tahsin Cuma günü Ankara’ya dönecek, öncesi olursa o da katılır.
- Öyle mi, peki yarına bakıyorum tekrar.
- Zorlamış gibi olmayayım, siz de istiyorsanız görüşelim. Önemli bir konuyu görüşmek istiyoruz.
- Tamam, perşembeyi ayarlıyorum.
- Önemli bir konu diyorum.
- Tamam, konuşalım.
- Hocam dertleşmek için konuşmayacağız. Biz kahve arkadaşları değiliz.
- Ne kadar önemli olduğunu bilemem, önemli diyorsanız önemlidir. Önemli ya da önemsiz, konuşalım.
- ABN şirketinin satış meselesini duydun mu? Bunu da konuşmalıyız.
- Evet duydum, duyuldu tabi. Saat 15.00 iyi midir, 1-2 saat konuşur, sonra da işlerimize döneriz.
- Hocam biz kahve arkadaşları değiliz, istemiyorsan konuşmayız.
- Önder Bey, bu noktada size ne söyleyebilirim. Görüyorsunuz, zaman ayarlaması yapmaya çalışıyorum. Görüşmeyelim, o zaman.
- Tamam Hocam görüşmeyelim, hadi iyi günler…

Telefon kapanır.
Kurmaca bir diyalog değil, ayniyle vuku bulmuş bir telefon görüşmesidir bu. Yalnızca kişi ve mekan isimleri değiştirilmiştir. Küfür etmeden nasıl terbiyesizleşilir, nasıl küstahlaşılır, nasıl bir komplekslilik örneğidir, ders kitaplarına örnek alınır.

Şimdi sorulara geçelim:

1. Hem anlamsız bir şekilde ve ısrarla, “kahve arkadaşı değiliz” deyip hem de ısrarla kahvehanede buluşmaya davet etmek, neyin izahıdır?
2. Konu bu kadar önemliyse, nargile cafede buluşmak neyin nesidir?
3. Önemli bir iş için davet edildiği söylenen genel müdür, rakip şirketin şube müdürünün (veya ortağının) nargile keyfine uymak zorunda mıdır?
4. Madem bu kadar önemli bir konu, zaman şube müdürüne bağlı olacak kadar sıkıştırılır mı? Tahsin Bey kendini, önemli addedilen bu konuya göre planlayamaz mı?
5. Her akla gelen ve akla gelindiğinde harekete geçilen şey(ler) önemli midir veya kime göre önemlidir?
6. Madem buluşmak senin için bu kadar önemli, o zaman sormazlar mı: “Bu küstahlığının ve kompleksinin sebebi nedir?”

Bal yemenin arapçası böyle bir şey olsa gerek...